Sırrı Amca'nın Hikayesi Bu kitap iki yıllık bir zaman içerisinde, onlarca dostun kolektif bilgisi ile…

Bizden Haberler

Öksüz Kalmış Bir Eser

02/01/202402/01/2024

Öksüz kalmış bir eser Biraz sağlamcıyız ama bu kadarı da fazla. Onlarca kez aynı soruya…

Gündem Bizden Haberler

Celâl Temel Hocamızın “Bahar’ın Hikayesi” adlı esere yapmış olduğu yorum.

30/05/202326/08/2024

Bahar’ın hikâyesi Celâl Temel Bitlisli yazar Yücel Muhtar Kazaz’ın, Doz Yayınlarında yayımlanan tarih temalı romanın…

Tüm Haberler

Sırrı Amca’nın Hikayesi

Bu kitap iki yıllık bir zaman içerisinde, onlarca dostun kolektif bilgisi ile sizlere sunulmuştur. Bir darbeler tarihi olan Cumhuriyet sonrası (1960-1980) gerçek olaylar ve yaşanmışlıklar esas alınıp kurgulanarak yazılmıştır.
Bu kitap Cumhuriyet sonrası Kürt siyasetindeki iki kuşağın bilgi temellerine ışık tutmak için yazıldı ki, Dr. Abdullah Cevdet’in deyimi ile geleceğin tarihini yazacaklar için kaleme alındı. Geleceğin tarihi mi yazılır diyorsanız, yazılır elbet, işte ona Vizyon diyoruz.
Yakın tarihi yazmak, roman olarak dahi çok zormuş. Neden derseniz, çünkü kahramanların birçoğu hayattadır ya da birinci dereceden yakınları aramızdadır.
Ancak sıcağı sıcağına tarihe not düşmek çok önemli ve değerlidir. Elinizdeki bu eseri çalışırken bilgisine müracaat edebildiğim zamanın tanıklarına, sanıklarına ve önemli aktörlerinin kıymetli görüşlerine müracaat ettim. Bu yakın zaman araştırmasında dahi, ne tuhaftır ki, aynı olayın tanıkları farklı beyanları ile beni şaşırttılar. Hiçbirinin iyi niyetinden şüphem yok. Hepsi de bulunduğu noktadan olaylara bakıyorlar. Zamanın filtresinden geçen hafızamız bize ihanet ediyor ve aldatıyor olabilir. Bazen olmak istediğimiz ben, benliğimizi unutturabiliyor.
Yaşadığımız hayatın sonuçlarından memnun değilken, kararlarımız konusunda halen haklı olduğumuz düşüncesinde ısrarcı olabiliyoruz.
Mesela biri çıkıp da;
“‘Belki yarın belki yarından da yakın’ diyen bir nesiliz biz.
Güzel günler göreceğiz çocuklar’ şiirleri ile büyüyenleriz.
Ama vakti geldi,
‘O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler’
Geride kalan yorgun ve yenilmişleriz biz” deseydi, ‘yaşadık ama öğrendik’ diyerek ben bu kitabı daha büyük bir şevkle kaleme alacaktım.
Ne kadar zorlasak da yenilmişlerden kahraman çıkmaz. Benimde bu kitapta böyle bir gayretim yok. Ama yenilmişlikten büyük tecrübeler çıkar. O kadar ki, yarının kahramanlarını yaratır. Ancak “tecrübeyle sabittir ki, tecrübelerden hiç ders almıyoruz” der G.B. Shaw.
İşte bu kitapta “Kör kör, parmağım gözüne” düşüncesi ile yazıldı. Bizi mutlu eden yalanların karşısında acı gerçekleri koymaya çalıştım. Bazen doğru bildiğimiz yanlışların altını çizip, bazen yanlış durakta beklediğimize dikkat çekmek istedim. Çoğu zaman da yanlış ata oynadığımızı ise aldığımız sonuçlardan çıkarmaya çalıştım.
Birde birtakım doğruları bulmak için okuyacaksanız bu kitabı, hiç zahmet etmeyiniz. Çünkü doğrularımızdan çok yanlışlarımız kitabın konusu. En çok da ikna olmadan inanmışlığımızın hikayesi ve de yanlışlarımıza bakıp da ‘Bu kadar yol aldık, geri dönmek de olmaz ki’ diyenlerin hikayesi.
Değişmezsek, değiştiremeyiz.